Gıda etiketlerindeki son kullanma tarihi basit bir amaca hizmet eder. Bozulan yemeği kimse yemek istemez. Su şişesi üzerindeki tarihin amacını anlamak ise daha zordur. Milyarlarca yıldır bu sıvı denizlerde ve okyanuslarda var olmuştur ve her zaman şeffaf kalmıştır. Peki, şişelendikten sonra neden bu kadar çabuk bozuluyor?
Bu sorunun çözümü suyun kendisinde değil, suyun ambalajında, plastik kabında ve kanunda saklı.
Su, doğal bir madde olmasına rağmen, işlevsel olarak tüketilebilir bir gıda olarak sınıflandırılır ve herhangi bir kanuna tabi değildir. Peki, şişelenmiş pet suyunun neden bir son kullanma tarihi var?
Günümüzde şişelenmiş suyun büyük çoğunluğunu paketlemek için polietilen tereftalat (PET) plastik kullanılmaktadır. PET plastik, şişenin üzerindeki geri dönüşüm sembolüne damgalanmış "PET" veya "1" sayısı ile belirtilir. PET plastik şişeler, kimyasal olarak stabil olmalarına ve su ile etkileşime girmemelerine rağmen tek kullanımlıktır. Tekrarlanan veya uzun süreli kullanımlarda plastiğin içeceğe parçalanması sonucu oluşan, tadı değiştiren ve belki de sağlık sorunlarına neden olan maddeler. Suya veya diğer sıvılara plastik PET sızıntısı tipik olarak çok düşüktür ve sağlık riski oluşturmaz. PET şişe defalarca tekrar kullanılırsa, yüksek sıcaklıkta saklanırsa veya sıvı içeriği asidikse sızıntı oranı önemli ölçüde artar.
Ftalatlar, antimon ve östrojen benzeri maddeler, PET şişeden suya sızabilen üç ana bileşendir.
PET, ismine rağmen bir ftalat değildir, ancak bu bileşikler, esneklik, şeffaflık ve dayanıklılık gibi belirli fiziksel özellikleri artırmak için PET plastiğe eklenir ve sonunda sıvıya sızarlar. Penetrasyon kademeli olsa da, belirgindir. Bu, kısa bir süre oda sıcaklığında bırakılan şişelenmiş su için de geçerlidir. PET şişe uzun süreli depolamaya, yüksek sıcaklıklara ve UV radyasyonuna maruz kaldığında ftalat sızıntısı oranı yükselir.
Ftalat, halk arasında "plastikleştiriciler" olarak bilinen oldukça geniş bir bileşik sınıfıdır ve yapısı vücutta çok çeşitli etkilere sahiptir. Ptalat alımı obezite, tip 2 diyabet, astım ve alerjilerin yanı sıra hem erkek hem de kadınlarda kısırlık ve bebeklerde doğum anormallikleri ile ilişkilendirilmiştir.
Normal şartlar altında, plastik su şişelerinin üzerindeki son kullanma tarihi, bu sızıntı sonuçlarını hesaba katmak için vardır. Yukarıda bahsedilen çalışmaya göre, plastik PET şişe suyundan sızıntı genellikle küçük bir endişe kaynağıdır. Bu olağan durum, 24°C'de kısa bir süre güneşten uzak kalmaya eşdeğerdir. Bulgular, bir arabanın bagajındaki bir PET şişede depolanan içme suyu ile ortam sıcaklığında depolanan PET şişelenmiş su arasındaki dört haftalık bir araştırmaya dayanmaktadır.
Yaygın olarak stibium olarak adlandırılan antimon, çok faydalı bir yarı metaldir (veya "metaloid"). Antimon, aracın kurşun-asit aküsünde veya sert bilyalı yatağında, ayrıca debriyaj ve frende bulunabilir. PET üretim sürecinde oksit formundaki antimon trioksit de kullanılır. Bu ağır metalin izin verilen limiti, litre içme suyu başına 6 mikrogramdır.
PET plastik üretim sürecinden sonra şişede bazı antimon bileşikleri kalır. Normal koşullarda bile çok az miktarda suya sızar. Şişelenmiş su çok yüksek bir sıcaklıkta tutulursa (yaklaşık 85 °C), PET'teki antimon suya tehlikeli derecede yüksek seviyelerde sızacaktır.
Antimon ve antimon bileşiklerine aşırı maruz kalmak kolesterolü yükseltir ve kan şekerini düşürür. Ayrıca kanserojendir. Ayrıca östrojen benzeri etkilere sahip olduklarına dair kanıtlar var, bu da vücudun hormonal süreçleri ve dengesi ile uğraştıkları anlamına geliyor. Antimon ve bileşenleri maden suyunda diğer şişelenmiş su formlarından farklı şekilde filtrelenir; sızıntı, sıvının asitliğine ve kimyasal özelliklerine bağlıdır. Cam ve PET şişelerdeki özdeş kaynak suyunun östrojenik aktivitesi karşılaştırıldığında, PET şişelerin östrojenik aktivitesinin üç kat daha yüksek olduğu keşfedildi. Bu bulgular, östrojen benzeri kimyasalların PET malzemelerinde bulunduğu teorisini desteklemektedir. Ksenoöstrojenler veya "östrojen benzeri" kimyasallar, östrojenler (kadın gelişiminde ve cinsel farklılaşmada kilit rol oynayan hormonlar) değildir, ancak vücutta östrojen gibi "işlev görürler". Çeşitli hormonal sistemler üzerinde etkileri vardır ve sorunlara neden olabilirler. Mollusk testleri sonuçları verdi.
Çalışmaya göre, ticari olarak temin edilebilen maden suyu örneklerinin %60'ında ksenoöstrojen kontaminasyonu bulundu.
Tüm bunlar korkutucu görünebilir, ancak PET şişeler, amaçlandığı şekilde kullanıldığında tamamen güvenlidir. Plastik PET şişe suyunun üzerindeki son kullanma tarihi bu amaca hizmet eder. Şişelenmiş suyun bir son kullanma tarihi olması olağandışı görünse de, artık bunun neden gerekli olduğunu anlıyorsunuz.